Yatsı namazını gece üçte, dörtte kılanlar var. Böyle yapmak daha iyi…

[ad_1]

Fıkıh kitâpları okunmazsa, (Dîninizi tercümeden, meâllerden öğrenin) derlerse, vatandaş da kafasına göre böyle hüküm verecek. Halbûki, dört mezhebin fıkıh kitâplarında da, namazı vaktin evvelinde kılmak evlâdır, diyor. Yatsı namazını, herhangi bir özür yok iken, gecenin üçte birinden sonraya bırakmak mâlikî mezhebinde harâmdır. Gece yarısından sonraya bırakmak, hanefî ve şâfii mezhebinde tahrîmen mekrûhtur. Yani, harâma yakındır. Evet, dört mezhebde de yatsının son vakti imsâk vaktidir. Ama bunu özürsüz olarak gece yarısından sonraya bırakmak hanefî ve şâfii mezhebinde tahrîmen mekrûh, üçte birinden sonraya bırakmak da mâlikî mezhebinde harâmdır, diye geçiyor.

Yatsı namazı on rek’atdır. Dördü ilk sünnet, dördü farz, ikisi de son sünnettir. Vitir namazı ayrı bir namazdır. Yatsı namazını arkasına kılındığı için yatsı namazına dâhil ediliyor. Bunun için bazı kitâplarda yatsı namazının onüç rek’at olduğu anlatılıyor. Peygamber efendimiz “aleyhissalâtü vesselâm” vitir namazını imsâktan önce, teheccüd vaktinde kılarlardı. Uyanabilenin oraya bırakması efdaldir. Belki birisi vitir namazını anlatmıştır, dinleyen de yatsıyı oraya bırakmak evlâdır diye anlamış olabilir. Çünki bir imâm efendi, bir vâiz efendi, bunu bu şekilde anlatmaz.