[ad_1]
Adak hayvanının kellesini anneanneme verdim. Caiz midir?
[ad_1]
Adağı yapan kendisi veya annesi ise adak etinden kendileri kullanamaz, yiyemezler. Usül ve füruda yiyemez. Dolayısıyla anneannesine de veremez. Bu durumda kellenin bedelinin bir fakire verilmesi gerekir. Eğer başkalarından (almaya, aldırmaya, kesmeye ve kestirmeye ve etinide dilediğin şekilde dağıtmaya seni umumi vekil tayin ettim denilerek) vekalet alıp, adak hayvanı kestiler ise (kendileride fakirseler) bundan kullanıp, yiyebilirler.
* Usül: ana-baba, bunların ana-baba, dede ve büyük anneler. [Ananın anası ve babanın anası, bunların anaları.]
* Füru ise, evlatlar, bunların çocukları ve torunlarıdır.
Adak etinden yedik, şimdi ne yapmamız gerekir?
[ad_1]
Bedelini, yani değerini altın olarak bir fakire vermeniz gerekir.
Adak adamıştım. Kurban demedim ama, kurbanda kesebilir miyim?
[ad_1]
Tabiî, adağımızı kurbanda kesebiliriz. Kurban demiş isek, zaten kurban bayramında kesmemiz gerekiyor idi. Bir şey adadıysak, onu kurban bayramında da kesebiliriz. Onun bir mahzûru yok.
Adak adamıştım, ama kesemedim. Üzerinden de epey zamân geçti. Bunun telâfisi…
[ad_1]
Adak ile, kurban adamak; bunun ikisi de adakdır. Kurban lafzı geçti ise, ilk kurban bayramında kesmeniz lâzımdı. Kesemediyseniz, bunun telâfisi o hayvanın bedelini [300 veyâ 350 liralık bir altını] bir fakîre veyâ birkaç fakîre verirsiniz. Veyâhud da altınla devrini yapar, 350 lirayı birkaç fakîre taksîm edebilirsiniz. Eğer adak demişseniz, ömür boyu bu devâm eder. Çünkü kesme zamânını bildirmediniz. İstediğiniz zamân da kesebilirsiniz. Hatta kesemeden hastalandınız, sekerât-ül-mevt, yani ölüm hâli belirmeye başladı, bunu da hissettiniz, [benim bir adak borcum var, yerine getirin diye] vasıyyet edersiniz. Vasıyyet bile edilebiliyor. Öbürüsünü, (Benim bir kurban adağım vardı. Onu yerine getiremedim. Bedeli altın olarak verilebilir) diye vasıyyetnâmenin altına yazabilirsiniz veyâ sözlü de bildirebilirsiniz.
Adağın sahih olması için gereken şartlar nelerdir?
[ad_1]
Örneklerle açıklayalım:
1- Bir farz-ı ayn veya vacib cinsinden olması gerekir. Mesela oruç, namaz, sadaka gibi. (Şu işim olursa, yüz metre koşacağım) şeklinde bir adak sahih olmaz.
2- Başlıbaşına bir ibadet olması gerekir. Abdest almak başlıbaşına bir ibadet olmadığı için adak olmaz.
3- Kendisi günah olmamalıdır. Haram bir şeyi adamak yemin olur. Bunu yapması günah olur. Mesela birini öldürmeyi adayan, onu öldürmez, yemin kefareti verir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Günah işlemek için adak olmaz. Kefareti de yemin kefaretidir.) [Nesai]
Bayram günü oruç tutmak haramdır. Fakat orucun kendisi haram olmadığı için Kurban bayramı günü oruç adamak caiz olur. Başka gün tutması gerekir. [Bunun gibi nafile namazı cemaatle kılmayı adayan kimse, mekruh işlememek için, bu namazı yalnız başına kılar. (Tesbih namazını cemaatle kılanları görürsem, mekruh işledikleri için dövmek nezrim olsun) diye adakta bulunsa, dediğini yapmaz. Yemin kefareti verir.]
4- Yapması kendine zaten farz olan bir şeyi adamak sahih olmaz. Mesela bu seneki Ramazan orucumu tutacağım demek adak olmaz.
5- Adanan şeyin mal olması, mülkünden çok olmaması ve başkasının malı olmaması gerekir. Mesela bir kimsenin, gözünü falanca kimseye vermek için adaması sahih olmaz. Bir milyon lirası olan, bir milyar lira sadaka vermek için adakta bulunsa, bir milyonu verir. (Oğlum iyileşirse, onun maaşından bir hayvan keseceğim) diye adakta bulunmak sahih olmaz. Kendi malından adaması gerekir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Allah’a masiyet olan veya malik olmadığı şeyde adak olmaz.) [Müslim]
6- Adak kurbanının, belli üç günde kesilmesi gerekir. Bu günler gelmeden önce kesilirse, kurban olmaz ve adak yerine getirilmiş olmaz. Adak kurbanı belli üç günde kesilemedi ise, altın veya gümüş olarak değeri veya diri olarak kendisi fakirlere verilir. Belli üç günden sonra kesilip de, eti fakirlere dağıtılırsa, etin değeri, diri kurban değerinden az olmamalıdır.
7- Adak kurbanını kesmeyip, bedelini tasadduk etmek caiz değildir. Çünkü adağı yerine getirmek vacib olduğu için, bedeli verilmez. Eğer Kurban bayramında kesilememişse, bedeli tasadduk edilir. Kurban denilmemişse, adak hayvanı her zaman kesilebilir. Gecikse de, yine bedeli verilmez, kesmek gerekir.
8- Kurban denmeden adanırsa, mesela bir koyun keseceğim denirse, gün ve yer belli etse bile, Kurban bayramı günleri dahil, istediği zaman ve istediği yerde kesebilir.
9- Sevabını ölüye göndermek için kesilecek kurban da, her kurban gibi, yalnız Allah rızası için kesilir. Kesilen kurbanın sevabı bütün ölülere gönderilebilir. Ölü için, vârisi veya başkaları, her zaman kendi malından hayvan kesip, sevabını o ölüye hediye edebilir. Bunların etinden, kesen de yiyebilir. Çünkü adak değildir.
10- Adak kurbanını, Kurban bayramında kesemeyen, bedelini altın olarak fakire verirken, “Bu kurban adağımın bedeli” demesi gerekmez. “Hediye” dense de caizdir.
11- Kurban adayan, bayramdan önce kesse, sonra da bayramda kesileceğini öğrense, bayramda da keseceği için, bunun etinden kendisi yiyebilir.
Adağımızı yiyebilmemiz için bir formül var mıdır?
[ad_1]
Fıkıh kitaplarında anlatılırken buyruluyor ki: Adakta bulunan bir kimse, keçi, horoz, koyun ve saire adamıştır. Bunu kestiği zaman kendisi [fakir dâhi olsa] yiyemez. Ana-babası, bunların ana-babaları, dedeleri ve büyük anneleri. [Ananın anası ve babanın anası, bunların anaları.] yiyemez. Buna Usül denir. Bir de, evlatlar, bunların çocukları ve torunları da yiyemezler. Bunlara da, Füru denir. Hanımına veya kocasına da yediremez. Bunların arasında kardeşler zikredilmemiştir. Bu sebeple kestiği hayvanı [dinen fakir ise] kardeşine hediye eder. Böylece kardeşinin mülkü olmuş olur. Ve dilediği gibi tasarruf edebileceği için o da ikram eder. Böyle yapılınca adaktan yenebilir.
Adağımı kestikten sonra, etini yurda verebilir miyim?
[ad_1]
Kesmeden önce de verilebilir. Yurtta fakir öğrenciler varsa orada birine vekâlet verilir ve vekâleti alan bunların adına kesip onlara ikram edebilir.