Üzerimizde hakkı olan kimseyi bulamazsak, onun mirascılarından herhangi birine verebilir miyiz?

[ad_1]

Tabiî, zaten kitâplar öyle yazıyor. Geride kalanları arayıp bulup, onlardan birisine tevdî etmelidir. Eğer mîrâscılarından da kimse bulunamazsa, o zaman eğer bu mal cinsinden ise, fakîre verilir. Sevâbı da o kimseye gönderilir. Ayrıca tövbe istigfâr edilir.

Üzerimde helalleşme imkanı bulamayacağım haklar var. Ne yapmam lazım?

[ad_1]

Bunlar için tövbe istiğfar edeceğiz. Eğer bunlar mâli ise, bunları da mirâscılarına götürme imkânı yoksa, götürüp fakire vermeli, sevâbını da hak sâhiplerine göndermelidir. Öbür türlü söylenmesi uygun olmayan diğer haklar için de tövbe istiğfara devam etmeli, o kimse için de dua etmelidir.

Üzerimde hayvan hakkı olduğunu biliyorum, afv olabilmek için ne yapmalıyım?

[ad_1]

Bundan sonra hayvanlara iyi muâmele eder, tevbe istiğfar edersiniz. Kâfir hakkı, müslimân hakkından daha önemlidir. Hayvan hakkı ise, kâfir hakkından da önemlidir.

Üzerimde birkaç kişinin hakkı var. Helâlleşmek istiyorum. Ancak nefsim bir türlü…

[ad_1]

Hâin nefs bu. Hâlbuki âhiretde bunun hesâbını verecek. (Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye)de, İbni Âbidînden alınarak naklediliyor, Bir dank [yarım gram gümüş] kul hakkı için, yediyüz defa, cemâatle kılınmış, kabûl olmuş namâzının sevâbı alınıyor, karşı tarafa veriliyor. Sevâb yok ise, karşı tarafın günâhı alınır, bu tarafa yükletilir. Dolayısıyla dünyâda nefsimize ağır da gelse bu borçdur. Bundan dünyâda kurtulmak kolaydır. Zaten Allahü teâlânın emrleri nefse zor gelir. Namâz kılmak, oruç tutmak, harâmlardan sakınmak nefse zor gelir. Bütün bunlara rağmen, üzerine gidip bunu hâlletmek lâzımdır.