[ad_1]
Akıllı olmayanın velisine verilebilir.
[ad_1]
Akıllı olmayanın velisine verilebilir.
[ad_1]
[ad_1]
Diyelim ki, bir kimse tek başına kalmıştır, etrafında Müslüman kimse yoktur. Bu gibi durumlarda zekat vermesi zordur, o zaman borçlu kalmamak için; malının bir kısmını çocuklarına veya eşine verebilir, böylece borçtan kurtulur. Veya devlet dairesinde çalışan bir kimse, zor geçiniyordur, kiradadır, hanımının da 150 gr altını vardır; buna zekât vermek farz ve kurban kesmek vacip olur, ama bunları yapmaları zor olduğu için hanım beyine 80 gr altını verir, böylece dinen fakir hale gelir, borçtan kurtulur. Bu yol kitaplarda yazılmış. Zaruri durumlarda bu yol kullanılarak, zekatın farz olması sâkıt olur.
[ad_1]
Bekâr ve evli için de aynıdır, değişmez. İster bekâr olsun, ister evli olsun borçlar çıktıktan sonra doksanaltı gram altını, bunun karşılığı türk parası, dövizi olan kimse dînen zengindir. Biz sarrafa gittiğimiz zamân, bize sattığı fiyâttan hesâb ediyoruz.
[ad_1]
Bekâr ve evli için de aynıdır, değişmez. İster bekâr olsun, ister evli olsun borçlar çıktıktan sonra doksanaltı gram altını, bunun karşılığı türk parası, dövizi olan kimse dînen zengindir. Biz sarrafa gittiğimiz zamân, bize sattığı fiyâttan hesâb ediyoruz.
[ad_1]
Zekât için dînimizin bildirmiş olduğu, yani zengin olabilmek için ölçü yirmi miskal altındır. bir miskal 4,8 gramdır. Çarpınca, karşımıza 96 gram çıkıyor.
[ad_1]
Tazminat konusu daha tahakkuk etmediği için zekat verilir.
[ad_1]
Zekât peşin verilebilir. Verdiğinizi yazarsınız. Onyedi Zilhiccede borçlarınıza, alacaklarına bakacaksınız, alacak dâhil edecek, borçlarınız varsa çıkartacaksınız. Sonra hesap edecek, yekünü alacaksınız. Kırkta birini vereceksiniz.
[ad_1]
Meselâ doksanaltı gramdı. İki gram zekât verdiniz, doksandörde düştü. Eldeki üç kat elbiseden fazlalarını ilâve edince, iki gram altının karşılığı olunca, gene kurban kesmesi vâcib oluyor.